(22 Ocak 1902 – 06 Şubat 1960)
Üsküdar’ın Altûnîzâde semtinde doğdu. İsmet Efendi ile Sâdık Efendi’nin oğludur. Kadı olan babasının görevleri dolayısyla Çal, Serez ve Edirne’de öğrenim gördükten sonra 1911 yılında âilece geldikleri İstanbul’da, İtalyan Mektebi’ne devam etti. Ud çalan annesinden ve sesi güzel olan babasından ilk müzik zevkini alan Pınar, bu yıllarda öğrenimini ihmâl ederek uda ve ciddi biçimde müziğe ilgi duymaya başlayınca Yüksek Ticâret Mektebi müderrisi olan babasının şiddetli engeline mâruz kaldı. Esâsen müziği çok seven anne ve babası çocuklarına engel olamadılar ve 1920 yılında Dâr’ül-feyz-i Mûsiki’nin (sonradan Üsküdar Mûsiki Cemiyeti) kurucuları arasında yer alan Pınar, bir müddet de Dâr’üt-tâlim-i Mûsiki’ye devam etti. Bestenigâr Ziyâ Bey, Kaşıyarık Hüsâmeddin Bey, Ûdî Sâmi Bey, Kâzım Uz ve Ali Rif’at Çağatay’dan dersler alan bestekâr, 1919 yılında bestelediği ilk şarkısı ve aynı yıl çalmaya başladığı Tanbûr sazı ile ünlendi. Şahsına münhasır bir okuyuş tavrı ve bestelediği şarkılarıyla her kesimin takdirini toplayan san’atkârın günümüze yüze yakın eseri ulaşmıştır.