Háfız Burhan, 1920’li ve 30’lu yılların Türkiyesi’nin en meşhur ses sanatkárıydı. Sesinin şiddetinden mikrofonlar patlar ve Háfız, stüdyonun en uzak köşesindeki mikrofona sırtını dönerek okumak zorunda kalırdı. Ölümü de sesi yüzünden oldu. Ankara’da, 1943’ün 18 Nisan günü Maraşal Fevzi Çakmak’ın kızı için mevlid okuduğu sırada çok tiz perdelerde gezinirken geçirdiği bir kalp krizi neticesinde veda ettiğinde henüz 46 yaşındaydı.

Háfız Burhan’ın, yahut tam ismiyle Háfız Burhan Sesyılmaz’ın ismini işitmiş veya okuduğu ve bir zamanlar dillerden düşmeyen "Makber"i, yani "Her yer karanlık pür-nur o mevki" sözleriyle başlayan icrasını büyük ihtimalle dinlemişsinizdir.

En meşhur háfızlarımızdan olan ve soyadıyla değil, "Háfız Burhan" adıyla tanınan Burhan Sesyılmaz, 1897’de İstanbul’un Aksaray semtinde doğdu. Çocukluğunda sesi öyle çok beğenilmişti ki, daha hıfzını bile tamamlamadan cami cami gezdirilir, mukabelelerde okutulur ve müezzinlik ettirilirdi. Bu yüzden Kuran’a doğru dürüst çalışamadı ve musiki öğrenimi görmedi. Yarım kalan hıfzını ancak ileriki yaşlarında tamamlayabildi.

Delikanlılığında Muzıka-yı Hümayun’a, yani sarayın musiki merkezine alınan Háfız Burhan, eksik kalan musiki öğrenimini bitirme fırsatını bu önemli kurumda yakaladı ve önemli hocaların öğrencisi oldu.

Muzıka-ı Hümayun’dan ayrıldıktan sonra, büyük ilgi gördüğü piyasada çalışmaya başladı ve sayısız plák doldurdu. Bir ara ticarete de soyundu ve Beşiktaş’ta plákçı dükkánı açtı.

Háfız Burhan, 1920’lerde kurulan İstanbul Radyosu’nda da okudu, fakat sesinin şiddetinden mikrofonlar çalışamaz hale gelirdi. Stüdyonun en uzak köşesindeki mikrofona sırtını dönerek okumak zorunda kalır, her radyo seansı mesele olurdu. İstanbul camilerinde okuduğu ezanlar çok uzak mesafelerden bile duyulur, icra ettiği mevlidler, gazeller ve fasıllar büyük heyecan yaratırdı.

Çoğu Yunanistan’da olmak üzere dış ülkelerde de konserler veren Háfız Burhan, háfız-gazelhan geleneğinin son temsilcilerindendi. Son derece tiz, parlak ve yakıcı bir sese sahipti. Pláklarına gazel, şarkı, türkü, marş, kanto, ninni, operet parçaları, film müzikleri ve tango gibi geniş bir yelpazede parçalar okumuş, satış rekorları kırmış, halk tarafından el üstünde tutulmuştu. Hele meşhur "Makber"ini bilmeyen, dinlemeyen yoktu.

İşte, böylesine parlak bir kariyere sahip olan Háfız Burhan’ın ölümü de sesi yüzünden oldu. Hayata Ankara’da, 1943’ün 18 Nisan günü Maraşal Fevzi Çakmak’ın kızı için mevlid okuduğu sırada çok tiz perdelerde gezinirken geçirdiği bir kalp krizi neticesinde veda ettiğinde henüz 46 yaşındaydı.
Bu bestekarın eserlerinin tümünü dinlemek istermisiniz?
Tümünü Oynat